4 Eylül 2014 Perşembe

Bu bir vefa yazısıdır, vefa bozasıdır.

Ben en iyi o aralık gününü bilirim. Sevgili menta yeşili arabamızın bize katıldığı doksan bir senesiydi, çok soğuk ama bir çocuk için de inanılmaz  güzel bir zamandı. Havada kar vardı, şimdiler de kar dediğimizde o günün aklıma gelmesi bundandır belki de, çocukluğumun en sevdiğim yılları kar gördüğüm zamanlardır. Ee bir çocuk için kar demek oyun demektir ya. Aslında pek çok insan kardan soğuktan hoşlanmaz fakat ben soğugu çok severim belki de; aralık doğumlu olmamla alakalıdır. Lapa lapa yağan karların arasından süzülüp kapının önüne park etti, koltuktan indi kafasını kaldırıp yukarıya çapkın bir gülüş fırlattı. En sevdiğim baba! İş dönüşü kafasını kaldırıp balkona bakan fakat aşağıdan yukarı tek bir söz etmeyen tek bir bakışıyla bizi ne kadar sevdiğini tüm günü bizi özleyerek geçirdiğini anlatan baba :) Yukarı geldi tabi ki kapı önünde hazır kıta bir üçlü, erkek kardeşim ne zaman bineceğiz diye çıldırıyor hoplayıp zıplıyor (elma yanak :) Ben bizim mi diye... Sonraki zamanlarda bizimle bütünleşen ailemizin emektar parçası olan sevgili arabamız,  Şimdilerde yaşlı bir aile bireyi fakat annem ve babamdan aldığımız bir özellik olsa gerek biz de ev eşyası ruhu olan varlıklar gibidir. Ee bizim emektar da çok gün geçirdi bizimle annemi doğuma götürdü, evimizin en küçüğü şimdilerde bir genç kız olan minik kız kardeşim hastaneden emektarın içinde döndü. Benim üniversite kaydıma şahit oldu, okula götürdü bizimle birlikte sevindi. Beni otogarda bekledi, annemi bostanlıya götürdü, kursa götürdü, Zeliha ablayı yolda bıraktı, kardeşimin asker uğurlamasını yaptı. Ee söylemeden edemeyeceğim kardeşime bizzat kendisi öğretti araba kullanmayı. Bizimle birlikte yaşadı yılları babam ona ilk günki gibi baktı o da bize. 
Dedim ya! Biz de vefa İstanbul'da bir semt adı değildir, önemlidir. Konu araba bile olsa baba yadigarı olan vefalı olabilmek..
                                             

1 yorum:

  1. Harika bir yazı olmuş. Zeliha Abla'yı niye yarı yolda bırakmış merak ettim doğrusu. Bu konu ayrı bir yazıyı hak ediyor diye düşünüyorum.

    YanıtlaSil